- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Çevrimiçi olarak Aydınlanma üzerine hazırladığımız dergimiz
ile Anadolu köylüsünü aydınlatma projesi olan Köy Enstitülerinden bahsetmemek
olmazdı. Cumhuriyet’in kurduğu bu okullar Anadolu'ya köylere bir aydınlanma
seferberliğinin bir ürünüydü.
Cumhuriyetin ilk zamanlarında dahi M.kemal öğretmenlerle
görüştüğünde ‘’Cumhuriyet sizden fikri hür vicdanı, irfanı hür nesiller
ister.’’ Sözü de aslında Cumhuriyetin Öğretmenlerle eğitim yoluyla aydınlanmanın geleceğini düşündüğünü
gösteriyor.
ÖZGÜR BİREY YETİŞTİRME PROJESİ
Köhneleşmiş düzenin eğitimi yerine kız ile erkeğin bir arada
eğitim gördüğü karma eğitim görülüyordu. Birey olabilmenin ilk özelliği bağımsız karar verme ve
yapılan işi sorgulamaktı.bu kurumlar tamda bu işlevi görüyordu. Her gün sabah
sporu ve ulusal oyunlarla başlayan gün kitap okuma saati ve ders saati ile
devam ediyordu.öğrenciler bu okullarda yılda en az 25 klasik eser okumak
zorundaydı. Bu amaçla H. Ali Yücel’in
çevirttiği 500 dünya klasikleri ve binlerce kitap kütüphanedeydi.
TÜKETEN DEĞİL ÜRETEN NESİL
Öğrenci hazır tüketen değil üretendi. Kendi okul binalarını
dersliklerini tiyatro amfilerini yaratandı. Bu nedenle bozkırdan bir vaha bir
medeniyet nasıl yaratılır bunu biliyordu. Hasanoğlan yüksek köy enstitüsünü kurarken
şiarları ‘’ bozkırı yeşerteceğiz! Ocaklar tüttüreceğiz!’’ idi. inşa etme misyonunu koymasıydı. Bu misyonla öğrenciler
elleriyle ne harikalar yapacaklarını fark ettiler. Sadece inşa etmeyi değil
köhneleşmiş düzenin eğitiminin yıkıldığı bir eğitimden yaratacaklardı. Bu
eğitimde her şey sorgulanmalı ve tam deneyimli bir bireye yetiştirilmeliydi. Bu
birey bir yandan tüm halk oyunlarını da bilen , kayak veya keman saz çalabilen
sağlıkta da bilgili tarım bilen pozitif ilimlerle beslenmiş sorgulayan tartışan
ve eleştiren bir eğitimdi. Bu eğitimde öğrenci ve öğretmen okulun tüm
ihtiyaçlarını el birliğiyle karşılıyor. Bu iş birliğini eksik yapan veya aksatan
cumartesi toplantıları olarak adlandırılan (eleştiri- özeleştiri toplantıları da
denir ) toplantılarda tüm okulun önünde eleştiriliyor veya savunma veriyordu. (
hatta öğrenciler müdürü eleştiriyor müdürler cevap veriyordu) öğrenci yönetilen
değil okulun yöneticisi olmuş oluyordu. Bugün bile Üniversitelerde öğrencilerin
sahip olamadığı bir uygulamaydı.
Cumhuriyetin görevi aklı özgürleştirmekti. Akıl
özgürleşmeliydi ki ağanın efendisinin kölesi olmayan bir toplum kurulabilsin.
Cumhuriyet demek halkın egemenliğiydi . Özgür olamayan halkta ne cumhuriyeti
yaşatabilirdi ne de kendini yönetebilirdi. Bu nedenle Cumhuriyet özgür bireyler
yetiştirmeli aklı özgürleştirmeli aydınlanmayı önüne birinci görev olarak
koymuştu.
Köy enstitüleri cumhuriyetin ve devrimlerin eksiklerinin
giderilmesi başarıya ulaştırılması cumhuriyetin ve millet olmanın getirdiği
özgür bir yurttaş yetiştirmenin bir ürünüydü. Çünkü cumhuriyet yetiştirmek
istediği çağdaş özgür bir yurttaş ile yükselecek ve etrafını aydınlatacaktı.
Enstitülerin en büyük görevi %80 i köyde yaşayan ve hala devrimlerden nasibini
alamamış insanlara tarımda modernleşmeyi öğretebilecek bir model yetiştirme
misyonu eklemlemişti.
Bugün bize anlatılan aydın profilinden bambaşka bir aydın
profili öğretiyor. Anadoluyu bilmeyen bir aydın tipinden Anadoluyu anlayan
aydın tipine...
Köy çocuklarını köylerinden alıp en yakın köy enstitüsüne
alıp burada parasız ve karma öğretimle kitap okuyan piyano çalabilen kendini
ifade edebilen tartıştıran ama onu
geldiği hayatın gerçekliğinden de koparmayan ona hayatın içinde
karşılaşabileceği tüm zorluklarla baş etmeyi öğreten bir eğitim yuvasıydı.
ANADOLU BOZKIRI EĞİTİMLE YEŞERİYOR
Enstitülerin ilk amacı cumhuriyetin kurulmasına rağmen %80
oranında köy yaşantısına dokunamayan bir durum söz konusuydu. Cumhuriyetin
kurucuları buna bir çözüm bulacaktı. Bu çözüm ise dünyada bir ilk olacak bir
uygulamaydı. Öğrenciler ilk kez hem okuyacak hem üretecek hem sorgulayacak bir
öğrenci yetiştirecekti. Bunu şöyle
formül-ize ediliyordu. ‘’ üretim içinde eğitim eğitim içinde öğretim ‘’ hayatları
köy ve çevresi şeklinde yaşayan köy çocukları hem gerçek hayattan kopmayacak ama hiç görmediği
sanatlarla tanışacak. Parmaklar piyanoya değecek kimileri heykel tıraşlığı öğrenecek
kimileri ise yazar olacak bu çocuklar. Hedef bozkırı yeşertmekti. Anadolu bir
bozkırdı ve yeşermeliydi. Yıllarca toprakları işlem görmemiş bir bakir
topraklardan oluşmaktaydı. Ama cumhuriyetin aydınlanma seferberliği ile bu köy
çocukları bozkırı yeşertecekler inşa edecekler ve toplumu aydınlatacaklardı.
Sadece toplumun aydınlatılmasıyla kalmayacaktı. Anadolu'nun bozkırı bu
öğrenciler ile tarımda ve sağlıkta öğrendikleriyle de gelişecek tarım
iyileşecekti.
İlk kazmalar vuruldu. Türkiye 21 bölgeye ayrıldı ve bu 21
bölgede köy enstitülerinin temelleri atıldı. daha sonrasında da köy
enstitülerinin öğretmen ihtiyacını karşılamak için Hasanoğlan köy enstitüsünün
temelleri atıldı.büyük bozkır yıllarca bakir topraklara ilk kez bu köy
çocukları kazmayı vurdu. Artık bu bozkır topraklar bir medeniyetin
yükseltecekti ve bunu küçük yaştaki bu çocuklar elleriyle inşa ediyordu. Okulun
en büyük misyonu da bir insana
Enstitüler öyle rahatsızlık yaratıyordu ki köylünün
bilinçlenmesini istemeyenler eski feodal sistemin savunucuları ağaya üfürükçüye inanılmayacak köylü aydınlanırsa
karşı koyacak düşüncesiyle enstitüleri komünist
yetiştiren yer olmakla, karma eğitimden dolayı ahlaksızlık yuvası
olmakla suçladılar.İsmet İnönü ise
eleştirenleri‘’ feodal sistemle idare edilmek istenenler ilköğretimi istemezler
‘’ diyordu. Bu nedenle de mecliste hep savundu. 1954'le başa gelen Demokrat
Parti ise köy enstitülerini tasfiye edip kapatacaktı.
Ama yarattığı bilinç ve kültür bugün hala bile bizleri
yetiştiren aydınlatan aydınları yetiştirdi. Bugün hala özlemini duyulan
sorgulayan tartıştıran, eğitim sistemi
bulunmazken Cumhuriyet Devrimleri zor şartlar altında yoktan var
edebildi. Bugün de aynı eğitim sistemini oluşturmakta aslında bizlere düşen bir
görevdir. Bu nedenle Cumhuriyete , Devrimlerine ve Aydınlanmacı birikimine
sahip çıkmak temel meseledir.
Köy Enstitüleri Ziraat Marşı
Köy Enstitüleri Belgeseli
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Nutuk Dergisi'ne aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü Dergi ismi kullanılmadan kesinlikle yayınlanamaz.
Köy Enstitüleri Ziraat Marşı
Köy Enstitüleri Belgeseli
Hasan Ali Yücel (Milli Eğitim Bakanı Köy enstitülerinin fikir babasıdır. Ayrıca şair Can yücel'in babasıdır.) öğrencilerle sohbet ediyor.
|
kayak yapan öğrenciler |
spor dersi yapan kız öğrenciler |
köy enstitülerinin amblemi |
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Nutuk Dergisi'ne aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü Dergi ismi kullanılmadan kesinlikle yayınlanamaz.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder