Türkiye- Bahreyn, Umman, BAE İlişikileri


TÜRKİYE BAHREYN İLİŞKİLERİ

            1971 yılında İngiltere'den bağımsızlığını kazanmıştır. Özellikle 1999'da iktidara gelen Kral Şeyh Hamad Bin İsa Al Khalifa, ülkesini yeniden yapılandırmak için hazırladığı Ulusal Eylem Senedi adlı bir metni 2001'de halk oylamasına sunmuş, aldığı yüzde 100'e yakın bir destekle ülkeyi kalkındıracak çok önemli adımlar atmıştır. Bahreyn'de 2002'den itibaren kurulan meclis, 40'ar kişilik Temsilciler Meclisi ile Kral tarafından atanan Şura Meclisi'nden oluşmaktadır. 

Bahreyn Krallığı 1783’ten buyana El-Halife ailesi tarafından yönetilmektedir. 1861’de İngiliz koruması altına girmiştir. 1971’de bağımsızlığını kazanmıştır. 1972’de Kurucu Meclis faaliyete geçmiştir. İlk Anayasa Haziran 1973’te ilan etmiştir. Aralık 1974’te düzenlenen genel seçimler sonrası Ulusal Meclis açılmıştır.
                  1961’den itibaren ülkeyi yöneten Emir Şeyh İsa’nın Mart 1999’da vefatı üzerine yerine geçen oğlu Şeyh Hamad, ülkenin içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlığın çözümü amacıyla siyasi muhalefete yönelik baskıyı kaldırmış ve Ekim 2000’de yeni anayasa için ulusal müzakere sözü vermiştir. 

            Şeyh Hamad’ın başlattığı ıslahat ve demokratikleşme hareketinin ana hatlarını belirleyen Ulusal Eylem Senedi, Şubat 2001’de, halkoylamasında kabul edilmiştir. Ulusal Senedin kabulünün ilk yıldönümüne rastlayan 14 Şubat 2002 tarihinde Emir Şeyh Hamad tarafından ilan edilen yeni anayasa ile yönetim biçimi yeniden kısıtlı bir meşruti monarşi haline gelmiş ve Emir de ‘Kral’ unvanını almıştır. 2002 Anayasası’nda Kral’ın dokunulmazlığı tescil edilmektedir. Yetkileri genişletilen Kral, yasama, yürütme ve yargının başı ve başkomutandır. Kral, başbakanın yanısıra bakanları da doğrudan atamaktadır. Temyiz Mahkemesi başkan ve üyeleri ile başsavcı da Kral tarafından atanmaktadır. 2002 Anayasasıyla ayrıca üyeleri Kral tarafından atanan Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.
kim 2002’deki ilk genel seçimlerde belirlenen Ulusal Meclis, aynı yıl 14 Aralık’ta göreve başlamıştır. Ulusal Meclis, Temsilciler Meclisi ve Şura Meclisi olmak üzere her biri 40’ar üyeli iki kanattan oluşmaktadır. Ulusal Meclis olarak ortak oturum halinde Şura Meclisi Başkanı oturuma başkanlık etmektedir.

                   Bahreyn'nin doğal kaynakları komşuları kadar zengin olmamasına rağmen, uzun vadeli kalkınma politikası, serbest ticaret, yatırım ve döviz kuru düzenlemeleriyle bölgenin en ileri ekonomilerinden biri haline geldiğini görüyoruz. Petrokimya ve alüminyum sanayi alanlarında bölgenin en önemli üreticisidir. Bankacılık ve finans alanlarındaki başarılarından dolayı bölgenin bankacılık ve mali işler başkenti olarak tanınır. Özellikle İslami bankacılık alanındaki uluslararası düzenleme ve denetleme kuruluşlarına ev sahipligi yapmaktadır.

Petrokimya ve alüminyum sanayinin yanı sıra, bankacılık, finans, eğitim ve turizm gibi hizmet sektörleri de ekonomide öne çıkmaktadır. Bahreyn, bölgenin bankacılık ve mali işler başkenti olarak tanınmaktadır. Bahreyn, ayrıca, İslami bankacılık alanında önemli bir merkez konumundadır. İslami bankacılık alanındaki uluslararası düzenleme ve denetleme kuruluşlarına ev sahipliği yapmaktadır. Yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesini teşvik amacıyla yabancılara sanayi işletmelerinde %100 pay sahibi olma hakkı tanınmış, yatırımcılara bir dizi kolaylıklar getirilmiştir. Bahreyn, ekonominin çeşitlendirilmesi çalışmaları çerçevesinde bilgi teknolojileri, sağlık, eğitim gibi diğer hizmet sektörlerini ülkeye çekmek amacıyla düzenlemeler yapmaktadır ( Dışişleri Bakanlığı ).

             Türkiye ile Bahreyn arasındaki diplomatik ilişkiler 1973'te kurulmuştur. 1986'da merhum Başbakan Turgut Özal, 1993 ve 1999'da Başbakan ve Cumhur Başkanı sıfatlarıyla Süleyman Demirel, 2005'te ve 2009'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı sıfatlarıyla Abdullah Gül ve daha başka bakanlar Bahreyn'i ziyaret etmişlerdir. Bu ziyaretler de gösterdiği gibi Türkiye Bahreyn'e özel önem verdiğini görüyoruz. 

           Manama Büyükelçiliğimiz 1990, Bahreyn’in Ankara Büyükelçiliği ise 2008 yılında faaliyete başlamıştır. Bahreyn’de İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Vakıfbank, Finansbank, Kuveyt Türk, Halk Bankası, Denizbank, TEB, ING-Oyak, Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası şubeleri vasıtasıyla kıyı bankacılığı alanında faaliyet göstermektedir.

           Müteahhitlik hizmetleri, turizm, bankacılık, tarım ve tekstil sektörleri işbirliği yapılabilecek alanların başında gelmektedir. Bahreynli işadamlarının ülkemiz ürün ve hizmetlerine ilgilerinin arttığı, işbirliği geliştirme arzusunda oldukları gözlemlenmektedir.
         2007 yılına kadar uzun yıllar boyunca 35-45 milyon Dolar arasında seyreden ihracatımız, 2007 yılında 76 milyon Dolara ve 2008 yılında ise 305 milyon Dolara yükselmiş, 2009 yılı sonunda ise 113,7 milyon Dolar seviyesinde kalmıştır.

             Türkiye Bahreyn arasında Ekonomik, Sınai ve Teknik İşbirliği Antlaşması (1990); İstanbul Ticaret Odası ile Bahreyn Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Ekonomik İşbirliği Antlaşması ( 1999); Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olunması Anlaşması ( 2005 ); Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) Anlaşması: Gümrük İdarelerinin Karşılıklı Yardımlaşmasına İlişkin Anlaşma ( 2006 );Kara Ulaştırması Anlaşması: ( 2006 ); Sağlık Bakanlıkları Arasında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı ( 2006 ); Türkiye-Bahreyn Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) dördüncü dönem toplantısı ( 2004 );Ülkemiz ile Bahreyn arasında İş Konseyi'nin kuruluş anlaşması ( 2006 Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması: 30 Mayıs 2005 tarihinde imzalanmıştır.

TÜRKİYE UMMAN İLİŞKİLERİ

ž  Başkent Muskat
ž  Nüfus 2.694.094 (742.994’ü yabancı uyruklu)
ž  Yüzölçüm 309.500 km2
ž  Konuşulan Diller
Arapça ve kısmen Beluci ve Swahili dilleri. İngilizce de yaygın olarak konuşulmaktadır.

ž  Etnik Yapı

ž                                   Büyük çoğunluğu Arap olan Oman nüfusu içinde, Beluci ve Zanzibar kökenliler de bulunmaktadır.  Oman’lıların yaklaşık %75’inin İbadi mezhebine mensup olduğu;Sünnilerin ise nüfusun %20’sini teşkil ettiği  tahmin edilmektedir Türk-Oman ilişkilerinin tarihi 16. yüzyıla dayanmaktadır. Bu tarihteki müttefiklik ilişkileri çerçevesinde Osmanlı donanması Portekiz kuvvetlerinin saldırıları karşısındaki Oman güçlerine yardım ve destek sağlamış, 1550’de Piri Reis, Muskat ve Al Jalali Kalesinin Portekiz işgalinden kurtarılmasında önemli rol oynamıştır. 18. yüzyılda Basra Körfezinin işgali sırasında da Oman donanması Osmanlı İmparatorluğunun yardımına koşmuştur.

                40 senedir Oman Sultanlığını yöneten Sultan Qaboos Bin Said Al Said döneminde izlenen iç ve dış politika sayesinde Oman, bölgesinde bir istikrar adası haline gelmiştir. Diğer Arap halklarından farklı olarak Hariciliğin bir kolu olduğu bilinen İbadi mezhebine mensup olan Oman halkı tarih boyunca komşu ülkelerin halklarından daha farklı tarihsel ve siyasi süreçlerden geçmiştir. Dolayısıyla bugün ulus inşa etme sürecinde gelinen noktanın ve iç siyasetin mevcut durumunda belirleyici olan temel unsurların ülkedeki Arap kabileleri arasındaki düzenli ilişkiler ve İbadi kimliği olduğu söylenebilmektedir

          Sultan Qaboos, Devlet ve Hükümet başkanlığı görevinin yanında Savunma, Maliye ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini de kanunen uhdesinde bulundurmaktadır. Sözkonusu Hükümet üyeliklerine ayrıca sorumlu Bakan sıfatıyla atama yapılmaktadır.

              Hükümet üyeleri doğrudan Sultan tarafından atanmaktadır. 6 Kasım 1996 tarihinde yayımlanan Sultanlık kararnamesiyle anayasa niteliğindeki Temel Yasa ilan edilmiş ve Devlet Konseyi ve Şura Meclisinden oluşan iki kanatlı Meclisi ile Oman şeklen meşruti monarşiye geçmiştir.2011 yılında Tunus ve Mısır’da başlayarak tüm bölgeyi etkileyen toplumsal olayların yansımaları küçük çapta da olsa Oman’da da görülmüş olmakla birlikte, yönetimin olayların şiddete dönüşmeden suhuletle çözüme kavuşturulmasında sergilediği dirayetli tutum neticesinde ülke istikrarı etkilenmemiş; başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda kayda değer reformlar gerçekleştirilmiştir

             Oman dış politikasına hakim olan temel unsur tarafsızlık ilkesi doğrultusunda proaktif bir politika izlemesidir. Bunun yanında, tüm dengeleri gözeten, ılımlı, batı yanlısı, pragmatik dış politika anlayışının 40 senedir ciddi bir sapma olmaksızın sürdürülmesine gayret edilmektedir. Bu bağlamda değişimlere açık olma, diğer ülkeler arasındaki anlaşmazlık ve sorunlarda tarafsız kalma, sorunların askeri yöntemlerle çözümlenmesinden ziyade, diplomasiye her alanda öncelik tanıma ve diplomatik ilişkileri kesmeme, Oman dış politikasına hakim ilkelerdir.
2000’li yılların başından bu yana 20’den fazla Türk inşaat firması Oman’da faaliyette bulunmuşlardır. Türk firmalarının Oman’daki toplam iş hacmi 2010 yılı sonu itibariyle 6.5 milyar Dolar’ın üzerindedir.


              Türkiye ve Oman arasındaki ticaret hacmi, arzu edilen seviyede bulunmamakla beraber, son yıllarda önemli ölçüde artış göstermiştir. Ancak tüm dünyayı etkileyen küresel mali krizin yansımaları Türkiye-Oman ticaret hacminde de görülmüş olup, 2010 yılında ticaret hacminde düşüş meydana gelmiştir. 2008 yılında Türkiye ve Oman arasındaki ticaret hacminin, bir önceki yıla kıyasla % 100’e varan bir artışla 226 milyon ABD Doları’na ulaşmasına karşın, 2009 yılında 122 milyon ABD Doları civarında gerçekleşmiştir. Bu rakam 2010 senesi sonu itibariyle yaklaşık aynı seviyede kalmıştır. 2010 yılında Türkiye’den Oman’a yaklaşık 85 milyon dolar civarında ihracat gerçekleştirilmiştir.
Ülkede, halen taahhüt işleri üstlenmiş firma sayısı 20 civarındadır. 2000’li yılların başından bu yana STFA, ALKE, ERKO, ENKA, TEKFEN, FERNAS, AY-TEK, KULAK, ERENPORT, ASELSAN, MAPA-GÜNAL, TAV, MAKYOL, TÜRKERLER, MAJEES FALCONS, ATİLLA-DOĞAN, BOTEK, ÇELİK-İŞ, EMTA, POLAT, KARDAŞ-KAZANIM VE MPE firmalarımız Oman’da başarıyla faaliyet göstermişlerdir

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Başkent Abu Dhabi
Nüfus 6,5 milyon
Yüzölçümü 77,700 km2  * 83,600 km2*
Konuşulan Diller Arapça İngilizce
Etnik Yapı:
Yerli Araplar:% 17, Hintliler: % 29, Pakistanlılar:% 20, Bangladeşliler: % 13, Filipinliler:%10, diğer Araplar:% 5, İranlılar % 2, diğer milletler:% 4
BAE’de siyasi parti bulunmamaktadır.
Üyesi Olduğu Uluslararası Kuruluşlar
BM, KİK (Körfez İşbirliği Konseyi), AL (Arap Ligi), İKÖ, OPEC, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve diğerleri
BAE, toplam 97,8 milyar varil ile dünya petrol rezervinin % 10’una sahiptir. Günlük petrol üretimi yaklaşık 2,5 milyon varildir. Petrol rezervlerinin yaklaşık % 94’ü Abu Dhabi Emirliği’nde, % 4’ü ise Dubai Emirliği’ndedir.

BAE ayrıca çok zengin doğalgaz kaynaklarına da sahiptir.
BAE Hükümeti özellikle turizm, inşaat, havacılık, hizmet sektörü, finans ve otomotiv gibi sektörlere yatırım yapmaktadır. Bu sayede petrol-dışı gelirlerin milli gelirdeki payı gittikçe artmaktadır. “Abu Dhabi 2030 Vizyonu“ çerçevesinde ülkede 2030 yılına kadar 300 milyar dolardan fazla altyapı yatırımı yapılması öngörülmekte ve üretime yönelik yapılacak yatırımlarla birlikte önümüzdeki 15 yıl içinde petrol gelirlerine bağımlılığın yüzde 10 oranında azaltılması planlanmaktadır.

          Bileşik Arap Emirlikleri (BAE); Abu Dhabi, Dubai, Sharjah, Fujairah, Umm Al Quwain ve Ajman Emirliklerinden oluşan 7 Emirliğin biraraya gelmesiyle 1971 yılında kurulmuştur. BAE, sözkonusu 7 Emirliğin oluşturduğu bir Federasyon’dur.
BAE’nin, topraklarının ve petrol üretiminin yaklaşık % 90’ı Abu Dhabi Emirliği’ndedir. İkinci büyük Emirlik ise Dubai’dir.
Federasyonun kuruluşundan itibaren, Devlet Başkanının Abu Dhabi Emiri, Başbakanın ise Dubai Emiri olması yönünde yazılı olmayan bir mutabakat vardır. Dış politika, güvenlik, ordu ve askeri konular ağırlıklı olarak Abu Dhabi Emirliği’nin kontrolündedir.
40 üyeden oluşan Federal Ulusal Konsey ise gerçekte bir danışma meclisi niteliğinde olup, Hükümet tarafından ele alınmakta olan politika ve programların tartışıldığı bir forum görevini yapmaktadır.

                BAE’de siyasi parti yoktur. BAE Devlet Başkanı, yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. Yedi emirliğin Emirlerinden oluşan Yüksek Konsey, BAE’deki en üst düzey yetki ve karar organıdır. Yüksek Konsey’in Başkanı BAE Devlet Başkanı’dır. Devlet Başkanı, Yüksek Konsey toplantı halinde olmadığı zamanlar, bu konseyin tüm yetkilerini kullanabilmektedir. Dolayısıyla, Devlet Başkanı, yasama ve yürütme yetkisine de sahiptir.
BAE, ülkede mevcut güçlü merkezi yapı ve tek elden kontrolün de getirdiği avantajlarla Körfez coğrafyasında oldukça aktif, dış dünya ile irtibat ve etkileşimi iyi, hoşgörülü, dışa açık, batı yanlısı, uluslararası meselelere duyarlı ve katılımcı bir dış siyaset izlemektedir.
Diğer ülkelerin içişlerine karışmama, bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı gibi temel ilkelere dayanan, ayrıca bölge ve Arap ülkeleri ile yakın ve dostane ilişkiler kurmaya öncelik veren BAE dış politikası ekonomik gücünün de katkısıyla son dönemlerde daha aktif ve dinamik görünüm kazanmaya başlamıştır.



             BAE ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz de, siyasi ilişkilere paralel olarak son yıllarda önemli gelişme sağlamıştır. BAE, 2010 yılında yaklaşık 4 milyar Dolar civarında bir hacimle, ülkemizin bölgedeki en büyük ticaret ortağı konumundadır. 3.3 milyar Dolarlık ihracat rakamımızla BAE, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarları arasına girmiştir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Nutuk Dergisi'ne aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü Dergi ismi kullanılmadan kesinlikle yayınlanamaz.

Yorumlar