- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Magdalenian
kültürü, Avrupa’da 17.000 ila 12.000 yıl öncesinde var oldu. Tuhaf izler
taşıyan kırık insan kemikleri, Magdalenian bölgelerini çalışan arkeologlarca
sıklıkla bulundu ve daha yakından yapılan analizler genellikle yamyamlık
kanıtları olduğunu ortaya koydu.
Araştırmacılar,
yaklaşık altı kişiye ait olduğu düşünülen Gough mağarasında bulunan 200’den
fazla kemik parçasına baktıklarında, oldukça net bir şekilde yamyamlık izleri
tespit etti.
Londra
Doğal Tarih Müzesi’nde araştırmacı Silvia Bello, “Mağarada ele geçirilen insan
kemikleri, taş aletler tarafından yapılmış kesik izlerini taşıyor. Bu da deri
yüzmeyi ve eklem yerlerinden parçalanmayı işaret ediyor. Kemik iliği
çıkarmak için çekiç taşlarıyla yapılan girintilerin yanı sıra insan çiğnemesini
işaret eden izler de var. Mağarada bulunan kemiklerin en az %60’unda bu ve buna
benzer yamyamlık izleri var.” diyor.
Araştırmacılar
zaten bu yamyamlık izlerinin, bir ritüelin parçası olduğunu düşünüyordu.
Araştırmacılara göre insanlar aç oldukları için birbirini yemiyordu.
Kafataslarını parçalayarak oldukça besleyici olan beyin dokusunu yememeleri ve
hatta kafataslarını şekillendirmeleri de bunun açık bir örneği olarak
görülüyor.
Bununla
birlikte, kemikler üzerindeki kesik izlerinin kasıtlı bir şekilde ritüelin bir
parçası olarak mı, yoksa yalnızca kasaplık belirtileri mi olduğu konusunda
anlaşmazlık vardı.
Yapılan
yeni araştırmada Bello ve ekip arkadaşları, mağarada 1987 yılında bulunan bir
insanın sağ kol kemiğini analiz etti. Bu kemiğin üstünde, kesim izleri, vuruş
izleri ve insan diş izleri ile bir tarafta olağandışı zikzak çizgiler
vardı. Bu zikzak çizgilerinin kasıtlı olarak yapılıp yapılmadığını
incelediler ve aynı döneme tarihlenen diğer kemiklerle karşılaştırdılar.
Araştırmanın
sonuçları, kemik üzerindeki izlerin kasıtlı olarak oyulduğunu ve muhtemelen çok
aşamalı yamyamlık ritüelinin bir bileşeni olduğunu gösterdi.
Bello,
“Bu kazımaların anlamlarını bilmiyoruz. Sembolik anlamları vardı fakat bunları
bilemeyiz. Bununla birlikte inandığımız şey, bu uygulamalar bedenlerin
parçalanma ve cenaze ritüellerinin bir parçasıydı.” diyor.
“Diğer
yerlerde ve Neandertal gibi diğer türlerde de yamyamlık kanıtı var, fakat
bunları isteğe göre mi, gereklilikten mi, ya da ritüel amaçlı mı yapıldığını
söyleyemiyoruz. Gough mağarası, yamyamlık ve ritüel arasında açık bir
bağlantının bulunduğu ilk mağara.”
Bu
çalışmanın ardından araştırmacılar, bu mağaradaki popülasyonun nasıl oluştuğunu
öğrenmek için mağaradaki kemikleri kullanarak DNA analizi yapmak
istiyor. Farklı yaştaki bireylerin mağarada bir arada bulunduğunu biliyor
olsalar da, her iki cinsiyetten de insan olup olmadığını, burada bir ailenin
yaşayıp yaşamadığını ve kemikler arasındaki bağlantıyı çözmek
istiyorlar. Araştırmacılar ayrıca, bu yamyamlık ritüellerinin olduğu cenaze
törenlerinin bu popülasyonlarda ne kadar yaygın olduğunu görmek için diğer
Magdalenian alanlarına bakmak istiyor.
"BELKİ DE GERÇEKTEN AÇ OLDUKLARI İÇİN
BİRBİRLERİNİ YİYORLARDI"
İngiltere'deki
Doğal Tarih Müzesi'nden Chris Stringer, “Belki de gerçekten aç
oldukları için birbirini yiyorlardı. Belki de düşmanlarını yerlerse
cesaretlerinin onlara geçeceğine inanıyorlardı” dedi.
PLOS One dergisinde
yayımlanan fotoğraflar, Paleolitik dönemindeki yamyamlığın ilk gerçek kanıtı
oldu.
Alıntı Arkeofili sitesi : http://arkeofili.com/15-000-yillik-kemiklerdeki-izler-rituelistik-yamyamligi-gosteriyor/
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder