- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
100 YILLIK EMPERYALİST YALANIN SONU
24 Nisan iki şeyi ifade ediyor.
Bunlardan birincisi Çanakkale kara savaşlarının başlangıcı; ikincisi ermeni
yalanlarının günü (Sözde soykırım tarihi) geçmişte her 24 Nisan’da televizyona
kilitlenir. ABD Başkanı acaba ‘’Büyük felaket” mi diyecek? Yoksa “soykırım” mı
diyecek diye izlerdik. Şimdi bunu düşünmeye gerek yok. 17 Aralık 2013 günü
kararı ve 15 Ekim 2015 günü AİHM(Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) Doğu Perinçek
davasının kararı uluslararası camiada Ermeni soykırımı olmadığını
kanıtlamıştır. Karar bizim için tarihi bir öneme sahiptir. 100 yıllık
Emperyalist yalan AİHM’de yerle yeksan olmuştur.
Ermenilerle Tarihsel Birlikteliğimiz
Türklerin Anadolu’ya ayak
basmasıyla başlayan ve Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle daha da iç içe giren
birliktelikten bahsediyoruz. Osmanlı Devletinin yükseliş döneminde en sadık
dost milleti, çöküş döneminde bile devletin her kademesinde var olan millet.
Örneğin Osmanlı devletinde Ermenilerden 22 Bakan, 33 milletvekili, 29 paşa, 7 büyükelçi, 11 başkonsolos, 11
üniversite öğretim üyesi ve 41 üst düzey memur görev almıştır. [1]Fakat
bu birliktelik Osmanlıyı paylaşma görevini üstlenen Emperyalizmin Ermenilere de
devlet kurma sözü verene kadar sürmüştür. Bu döneme kadar Osmanlı da
Ermenilerle ilgili hiç bir problemimiz olmadı.
1877-1878 yılında Osmanlı-Rus
harbinde özerklik ve bağımsızlık için Ermeniler harekete geçmişler. 1 Dünya
Savaşında Ermenilerin cephe gerisindeki zararları daha da artmıştır. Ordudan
firar ederek düşman saflarına katılmaları, düşman lehine casusluk ve hatta
Ermeni fırıncıları yaptıkları ekmeklerle Osmanlı askerlerini zehirlemişlerdir. [2]
Soykırım Yapmadık Vatan Savunduk
1.Dünya Savaşı devam ederken Ermeniler
cephe gerisinden düşmana verilen casusluk ve çetelerle Türk köylerinin
basılması faaliyetleri yürütülüyordu. Kaynaklarda İngiliz Mareşel Allanby Şam
güneyinde savaşta 8 bin ermeni savaşçı olduğu, Rus Kafkas valisi Kont Varantsav
6 Şubat 1915 tarihli raporunda 15 bin Ermeni Türk ordusunun ikmal yollarına
saldırmaya hazır olduğu raporlarda geçmektedir.[3]
Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin Mc Carthy 1912-1922 tarihleri arasında
Ermenilerin 1.189.132 Türkü doğu vilayetlerinde katlettiğini kaydetmiştir.
Yaşanan olaylar Osmanlı Devletini
bir takım karalar almaya zorladı. Bu karar tehcirdi Ermenilerin savaş bölgesinden
uzağa Şam ve Musul gibi vilayetlere nakliydi. Fakat Ermenilerin tamamı göçe
tabi tutulmamıştır. İstanbul, aydın, Kütahya, Ankara, Konya, İzmit, bursa,
Kastamonu, gibi iller göçe tabi tutulmamıştır. Hükümet emrinde bulunan asayişi
ve memleket müdafaasını tehdit etmeyen memur, asker, doktor vb. gibilerde göçe
tabi tutulmamıştır.
Göç ettirilenlerin ihtiyaçlarının
karşılanması için bütün vilayetlere yazılar yazılmış Muhacir müdürü Şükrü Bey
bizzat görevlendirilmişti. Mal ve can güvenliğinden mahalli idareler, gerekli
ödemlerden hükümet sorumlu tutulmuş. Ermenilerin geride bıraktıkları da mal,
arazi koruma altına alınmıştır.
Ermeni Soykırımı Emperyalist Yalandır
Tehcirde soykırım yapılmadığı
birçok kayıtta geçmektedir. Örneğin Edward 1 Natan’ın 30 Ağustos 1915 tarihli
raporu “Yüz binlerce Ermeni buraya ulaştı. Halep’e sevk ediliyor. Şam’da
hastalar için hastane oluşturulmuş. Kampta ölen yok ve hükümet sürgünlere
yiyecek dağıtıyor. “durumun gayet iyi olduğu soykırımla alakalı bir durumun
olmadığı açıktır. Yine sayılar ortadadır. O dönemde Anadolu’da yaşayan Ermeni
nüfusu 736 bindir. Halep’e 486 bin Ermeni tehcir edilmiştir. Bunların tifo gibi
hastalıktan ölenlerin sayısı 25-30 bin arasındadır. Çetelerin saldırılarıyla
hayatlarını kaybedenlerin sayısı 9.500-10 bin arasındadır. Yolda ölen ve
kaçanların sayısı 16.500 civarındadır. Aynı dönemde Osmanlı ordusunda
hastalıktan ölenlerin sayısı 466.759 kişidir. [4]Tehcir
sırasında hayatlarını kaybeden Ermenilerin olduğu kesindir. Fakat Aynı dönemde
imkânsızlıklara rağmen Osmanlı Devleti tehcir konusunda çok hassas davrandığı
da çok açıktır. Örneğin Göçler sırasında Ermenilere saldırı yâda kötü muamele
nedeniyle Divanı Harbi Örfi Mahkemesinde yargılanan 1397 kişi idam dâhil
çeşitli cezalara çarptırılmıştır. [5]
Soykırım: Irk yâda kabile
anlamındaki yunanca gene kelimesine öldürmek anlamındaki Latincede cide
kelimesiyle birleştirerek “genecide”(genosis) kelimesi oluşturuldu. Ulusal etnik, ırksal
yâda dinsel bir grubu sistemli bir şekilde, kısmen yâda tamamen ortadan
kaldırmak olarak tanımlanıyor. Fakat Ermenilerin tamamını ortadan kaldırmaya
yönelik sistemli bir hareket yoktur olay sadece bölgenin savaşta güvenliğini
sağlayabilmek adına önlem alınmasından ibarettir. Emperyalist şer odakları
yalan belgelerle tanıklarla Sözde soykırım olduğunu iddia etmektedir. Fakat
birçok belge ve kayıtta Ermenilerin Emperyalistlerin yalanlarına kanarak kardeş
kanı döktüklerini kabul etmişlerdir. Örneğin katledilen Hrant Dink “Geçmişte Emperyalizm Ermenileri kullandı. Kendi
çıkarları için kardeşi kardeşe kırdırdı. Sonrada çekip gitti. “ demiştir.
Mehmet Perinçek’in belgelediği Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovanes
Kaçaznuni (Hovannez Katchaznouni) savaş sonrası itiraflarında “Askerî
operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve
gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî
mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı.
Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti.
İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vadettiği büyük Ermenistan
hayali vardı. Herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler,
Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet
etti, oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık.
“emperyalistler tarafından aldatıldıklarını kabul etmiştir.
Soykırım hukuki bir kavramdır.
Türkiye Ermenilere karşı soykırım uygulamamıştır. Vatan savunması için
Ermenilere zorunlu göçe tabi tutmuştur. Doğu Perinçek‘in İsviçre davasının en
önemli vurgusu geçmişte Avrupa parlamentolarında oylanan sözde soykırım yasa kararlarını
birer paçavra haline getirmiştir. Ermeni soykırımı yoktur demeyi suç olmaktan
çıkarmıştır. Türkiye’nin önüne her fırsatta önüne koyulan 100 yıllık
Emperyalist yalanı bitirmiştir.
[1]
Türk- Ermeni ilişkilerindeki tarihsel gerçekler, Talat Paşa Komitesi Yayını-1,
s.6
[2]
Türk- Ermeni ilişkilerindeki tarihsel gerçekler, Talat Paşa Komitesi Yayını-1,
s.10
[3]
Türk- Ermeni ilişkilerindeki tarihsel gerçekler, Talat Paşa Komitesi Yayını-1,
s.21
[4]
Dahiliye Nezareti-Şifre Kalemi No:57/110
[5]
Türk- Ermeni ilişkilerindeki tarihsel gerçekler, Talat Paşa Komitesi Yayını-1,
s.16
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder