İkinci İnönü Zaferinin 99 Yılı (1 Nisan 1921)


       1 Nisan diye güne başlanınca her zaman aklımıza şakalar geliyor. 99 yıl önce atalarımız en büyük şakayı yurdumuza işgal etmeye gelen Emperyalist jandarması Yunanlılara yapmıştı. Kısaca Mustafa Kemal'in tabiriyle Milletin Makus Talihini yendiği gün 1 Nisandır. Ankara'da Milli Mücadele ateşinin yükselmesi ve düzenli ordunun kurulmasından sonra Yunanlılar 6 Ocak 1921 tarihinde taarruza geçerek Ankara'daki direniş gücünü kırmayı planlıyorlardı. Fakat Eskişehir'in 40 kilometre kuzeybatısında Gündüzbey-İnönü hattında bekleyen ordumuz Yunanlıları malup etmişti. Bu zafer tarihe I. İnönü zaferi olarak geçmişti.  Hem düzenli ordumuzun hemde Batı Cephesinde düşmana karşı kazandığımız ilk zaferdi. İnönü zaferi üzerine İtilaf, Sevr’de kantarın topuzunu kaçırmış olduğunu fark etti. Londra’da Türkiye’nin de katılacağı bir konferans toplamaya karar verdiler. Tevfik Paşa’ya gönderilen çağrıda, Osmanlı delegasyonunda TBMM temsilcilerinin de bulunmasını istediler. Fakat İtilaf önerilerinin Misak-ı Milli ile bağdaşmaz nitelikte olduğu anlaşıldı. Sevr’i esas alıyorlar ve yalnızca bazı hafifletmeler getiriyorlardı. Dolayısıyla konferans bir sonuca ulaşamadan 11 Mart'te dağıldı.

ikinci İnönü Savaşı Teçhizat rakamları
       Zafer sonrası Ankara Hükümeti ve Milli Mücadeleye güvenin artması Emperyalistleri tedirgin etti bu yüzden Türk milletinin direnişinin kırılması için Yunan ordusu,  23 Mart 1921 sabahı, saat 07.00'de, Eskişehir ve Afyon'a doğru, iki koldan taarruza geçer.  Uşak'tan yola çıkan General Kondulis komutasındaki Birinci Yunan Kolordusu, Dumlupınar mevziindeki Türk Tümenini geri atarak ilerler, 26 Martta Afyon'a girer. Türk komuta kurulu, bu kesimdeki yenilgiye bakmaksızın, bu cepheden iki piyade tümenini kuzeye kaydırır. Meclis Muhafız Taburunu ve Ankara'ya ulaşmış olan 5. Kafkas Tümeni'ni de demiryoluyla İnönü'ye yollar. Bu saldırı karşısında Türk ordusu İsmet Paşa önderliğinde İnönü'de mevzilendi. Bursa'dan ilerleyen General Vlahopulos komutasındaki Üçüncü Yunan Kolordusu, İnönü mevzileri önünde, çok sert ve büyük bir direnişle karşılaşır. Eskişehir'deki demiryolu tamirhanesinde, Anadolu'ya geçip işbaşı etmiş imalat-ı harbiye subay ve ustalarının çalışır hale getirdikleri 150 mm.lik sekiz ağır top, Yunanlıları dehşete düşürür. Türk askeri bu kez daha kararlıdır. Süngüsü olmayanlar tüfeğinin dipçiği, küreği, çıplak yumruğu ile dövüşürler. Mesela 3. Alayın 3. Tabur'unun bütün bölük komutanları şehit düşer. Tümen komutanları bile ileri hatlara kadar gelirler; Albay (Deli) Halit Karsıalan yaralanır. 61. Tümen savaş idare yerine gelmiş olan Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, sağ kanat birliklerinin, düşmanı tutunduğu son mevzi-lerden de söküp atan taarruzunun sonunu izlemekteydi. Akşam pusu içinde geri çekilen düşman kollarının kaldırdığı kalın toz bulutları, batı güneşinin ışığında kaynaşarak göğe yükseliyor, savaş uğultusu ağır ağır uzaklaşıyordu. Türk kuvvetlerinin sayısı bilinenin aksine daha azdı ve ancak 15.000 piyade, 144 top ve 1.200 süvariden oluşmaktaydı. Yunan Kuvvetleri yaklaşık 30 bin askerden oluşuyordu.  Her türlü sayıca ve donanımca üstün olan Yunan kuvvetleri ordumuzun kahramanca savunması sayesinde 1 Nisan 1921 tarihinde geri çekilmek zorunda kalmıştır.  Yenilgiye Ordu Komutanı Korgeneral Papulas da inanmakta zorluk çekiyordu. Üçüncü Yunan Kolordusu'nun karargâh olarak kullandığı Bursa Anadolu Oteli'nde, ordu kurmay kurulu ile yaptığı toplantının sonunda, Türkleri ezebilmek için, daha fazla güçlenmelerine fırsat vermeden, takviye alıp hemen ve yeniden taarruza geçmek gerektiğine karar verdi. Kurmaylarını, düzensiz çekilişin yarattığı karmaşık sorunlarla baş başa bırakarak, hükümete yollayacağı raporu yazmak için odasına kapandı. Yunan ordusu yakarak yıkarak geri çekilmekteydi.

METRİS TEPE apaydınlıktı. Sabahleyin şehitlerini toprağa veren 4. Tümen, gece de zaferi kutlamak için toplanmıştı. Savaş sonunda Türk tarafının subay kaybı; 44 şehit, 102 yaralı, 4 esir, 2 kayıp, 4 firar olmak üzere toplam 156 kişi idi. Er kaybı ise; 637 şehit, 1.720 yaralı, 2 esir, 1.359 kayıp, 1.076 firar olmak üzere toplam 4.794 idi. Yunan kayıpları toplamı; 360 subay, 4.920 er olmuştu.

II. İnönü zaferi sonrası İsmet Paşa Ankara'ya çektiği tekgrafta  ''Saat 18.30’da Metristepe’den gördüğüm durum: Gündüzbey kuzeyinde sabahtan beri dayanan ve artçı olması muhtemel olan bir düşman müfrezesi, sağ kanat grubunun taarruzu ile düzensiz olarak çekiliyor. Yakından takip ediliyor. Hamidiye yönünde karşılaşma ve faaliyet yok. Bozüyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silâhlarımıza terk etmiştir.''

Mustafa Kemal Paşa “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. İstila altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan bugün en uzak köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azim ve hamiyetinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.’’ (Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal)
 
Bilecik'in Bozüyük ilçesindeki Metristepe Anıtı

TOPLUMDA YANLIŞ BİLİNEN BİR ALGI 

Toplumumuz ne yazık ki yanlış bir algı var kısaca değinelim. İsmet İnönü'ye bilgisizce saldıranlar İsmet İnönü'nün savaşa kendi adını verdiğini veya Eskişehir'in ilçesi olan İnönü'ye verdiğini düşünenler bulunabiliyor. Tam aksine İsmet İnönü soyadını bu savaştaki başarısı sayesinde bu ilçenin adını soyadı olarak aldı.

Yorumlar